Depremler genellikle yer kabuğundaki hareketten, yani iki tektonik plakanın birbirine sürtünerek hareketi sırasında bir biçimde kenetlenip, biriken enerjinin aniden boşalımından meydana gelir. Ancak Eugene Herrin ve Dallas'taki Southern Methodist Üniversitesi'ndeki ekibi, gezegenimize çarpan mikroskopik boyutlarda ancak bir otomobilin kütlesine sahip parçacıkların da yer kabuğunda sarsıntılara neden olduğunu düşünüyor.
Araştırmacılar, 1990 - 1993 tarihleri arasında hiçbir merkez üssü tespit edilemeyen yaklaşık bir milyon sismik sarsıntının verilerini taramış. Bu esnada, onlara göre kuşkusuz lineer bir kaynağa sahip olması gereken iki deprem tesbit etmişler. Başka bir deyişle; saniyede birkaç yüz metre hızdaki bir mermi Dünya'yı delip geçmiş gibi... Eugene Herrin, henüz yayımlanmamış araştırmasında, 22 Ekim 1993'te böyle bir kütlenin Antarktika'daki Elsworth adasından girip Hindistan'ın güneyinden çıktığını öne sürüyor. Bu olayı yedi ayrı sismik istasyon kaydetmiş. Birkaç hafta sonra, 24 Kasım'da, bir diğer "kozmik mermi" Pasifik Okyanusu'ndan girip Antarktika'dan çıkarak yoluna devam etmiş. |
Herrin'in ekibi, merkes üsleri açıklanamayan bu gizemli sarsıntıların sorumlusunu bulduklarına inanıyor: "Strange Quark Matter - Nuggets", yani "up-, down- ve strange kuark'lardan" oluşan, bir hayli yoğun kütleye sahip parçacıklar. Tek bir alyuvar hücresi büyüklüğünde bu "nugget"in ağırlığı Herrin'e göre yaklaşık bir ton. "SQM-Nugget'leri şu anda lineer merkezli depremleri açıklayabilecek yegâne olgu" diyor.
Eugene Herrin, başka fenomenlerin, -küçük kara delikler gibi örneğin- bir yıl içinde iki sarsıntıyı açıklayabilecek denli sık meydana gelmediğini söylüyor. Hız ve şok dalgasının özellikleri de, ona göre "Nugget Teorisi"ni destekler nitelikte.
Atom çekirdeğini oluşturan protonlar ve nötronlar, daha da küçük parçacıklardan, kuarklardan meydana geliyor. Kuarklara altı değişik biçimlerde rastlanıyor: Up, down, strange, charm, bottom ve top. Bunlardan üçünün birleşiminden doğan SQM-Nugget'lerle ilgili tek sorun, bugüne dek yalnızca teoride varolmaları; daha kimse varlıklarını doğrudan kanıtlayabilmiş değil.
Bu tür madde parçacıklarının varlığına ilişkin hipotezi, 1984'te Princeton Üniversitesi'nden fizikçi Edward Witten ortaya atmıştı: Büyük Patlama'dan hemen sonra up- ile down kuarklar birleşerek proton ve nötronları oluşturmuşlar, ardından strange kuarklar ile söz konusu nugget'lere dönüşmüşler. Başka teorisyenler, Harvard Üniversitesi'nden Sheldon Glashow örneğin, bir ton ağırlığında bir SQM-Nugget'inin yer kabuğunun altında 50 kilotonluk atom bombasına eşdeğer bir enerji açığa çıkaracağını hesapladılar; tabii tek bir noktada değil, toplamında, gezegenin içinde kat ettiği tüm yol boyunca. Herrin ise bu rakamı abartılı buluyor. Ekibinin nugget mermisiyle açıkladığı yer kabuğundaki sarsıntılar, yalnızca yer altındaki dört kilotonluk bir atom |
Bu arada araştırmacılar bilimsel açıdan çok daha ilginç soruların yanıtları peşinde. Herrin, kuark nugget'lerinin gizemli "Karanlık Madde"nin kendisi olabileceği görüşünde: "Yüklerinin nötr oluşundan, yüksek kütlelerinden ve ender rastlanmalarından SQM-nugget'leri elektromanyetik enerjiyle etkileşime girmiyor." Bu ise, astronomların hesaplarına göre evrenin kütlesinin yüzde 90'ına tekabül eden "Karanlık Madde"nin günümüz yöntemleriyle gözlemlenememesine açıklık getirebilir.
Astronomlar yaklaşık 70 yıl önce bizim ve bizimkine benzer galaksilerin, gözlemlenen yıldızların kütlesinin açıklayabildiğinden çok daha hızlı bir şekilde kendi ekseninde döndüğünü tesbit etmişti. Araştırmacılar bu yüzden, galaksilerin kütlelerinin yüzde 90'nının "Karanlık Madde"den oluştuğunu varsayıyor. Bilim insanları onlarca yıldır, bu "karanlıkta kalan" kütlenin gözlemlenip gözlemlenemeyeceğini tartışıyor.
Çeviri: Melih Kafa
Eugene Herrin ve ekibinin makalesi:Two Seismic Events with the Properties for the Passage of Strange Quark Matter Through the Earth